يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِي لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِفَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ {9} فَإِذَا قُضِيَتِ الصَّلَاةُ فَانتَشِرُوا فِي الْأَرْضِوَابْتَغُوا مِن فَضْلِ اللَّهِ وَاذْكُرُوا اللَّهَ كَثِيراً لَّعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ{10}
"Müminler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen Allah'ı anmaya yönelin ve alım satımı bırakın. Bilseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Namaz bitince hemen yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lutfundan isteyin. Allah'ın adını çokça anın ki umduğunuza kavuşanız.” (Cuma 62/9–10)
Ayetten, Cuma’nın herkese farz olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü alım satım belli yerlerde yapılır. Halbuki Müslümanlar her tarafa dağılmışlardır. Namaza çağrıyı işitenler geleceğine göre bu namazın her müslümana şart olmadığı kolayca anlaşılır. Tarık b. Şihab’ın, Allah’ın Elçisi’den yaptığı şöyle bir rivayetten söz edilir. "Cuma namazı, bir topluluktaki her müslümana farzdır, dördü hariç; köle, kadın, çocuk ve hasta.” Ancak bu sözü rivayet eden Ebû Davûd, Tarık b. Şihab 'ın Resulüllah’ı gördüğünü ama ondan bir şey işitmediğini not etmiştir. O zaman bu, mürsel yani Peygamberden kimin duyduğu belli olmayan bir rivayettir. Böyle rivayetlere dayanılarak, Cuma namazı şunlara farzdır, şunlara değildir, diye hükmü belirlenemez.
Abdullah b. Ömer Allah’ın Elçisi’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Cuma namazı, müezzini işiten herkese farzdır."
Namazlardan hiç biri için Kur’ân’da “daha hayırlıdır” ifadesi geçmez. Çünkü beş vakit namaz, her durumda kılınır ama Cuma, bazan kılınmayabilir. Abdullah b. Abbâs yağmurlu bir günde müezzinine dedi ki, ezan okurken "Eşhedü enne Muhammeden Resulullah"tan sonra "Hayye ale's-salâh" deme. "Namazınızı evlerinizde kılın." de. İnsanlar bu davranışı yadırgar gibi oldular. Dedi ki, "Bunu benden daha hayırlı olan biri yapmıştır. Cuma bir görevdir. Size sıkıntı vermek istemedim, yoksa çamurlu ve kaygan zeminde yürüyecektiniz."
Muaviye, Şam'da Zeyd b. Erkam'a "Allah’ın Elçisi zamanında iki bayramın bir güne rastladığına şahid oldun mu?" diye sordu, Zeyd "Evet" dedi. "Nasıl davrandı?" dedi. Dedi ki: "Bayramı kıldırdı, Cumayı serbest bıraktı, dedi ki, kılmak isteyen kılsın."
Ebû Hureyre Allah’ın Elçisi’nin şöyle dediğini rivayet etti: "Bugün iki bayram bir araya geldi, isteyen Cumayı kılmayabilir ama biz kılacağız."
Atâ b. Ebî Rebah diyor ki, İbn'üz-Zübeyr cuma gününe rastlayan bir bayram günü bize bayram namazını kıldırdı. Sonra Cuma’ya gittik; o camiye gelmedi. Biz de tek tek kıldık. İbn Abbâs Taif'te idi, gelince durumu anlattık dedi ki, "Sünnete uygun davranmış."
Ebû Davûd, Cuma 1056. Bunu Peygambere isnad eden sadece rivayet zincirinde adı geçen Kubeyse'dir. Ebû Davûd'un bu hadise düştüğü nota göre bir topluluk bu sözün Abdullah b. Ömer'e ait olduğunu rivayet etmiştir.
“Benden daha hayırlı olan biri “ifadesiyle Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemi kasdetmiştir. (Bedruddin el-Aynî, Umdet’ül-kârî şerhu sahihi’l-Buhari, Mısır 1972, c. V, s. 280)
Ebû Davûd Cuma 1070. Hadisi Neseî Îyd l592'de, İbn Mâce Salat 1310'da tahric etmiştir.
Ebû Davud Cuma 1073, İbn Mace Salat l311. Ebû Davud'u şerhedenlerden Hattâbî’ye göre “Bu hadisin isnadında şüpheler (mekal) vardır. Eğer hadis sahih ise anlamının şöyle olması daha uygundur: "İsteyen Cumaya gelmeyebilir ama öğle namazından sorumluluğu devam eder. Bana göre İbnü’z-Zübeyr'in yaptığı caiz değildir. Ama Cuma namazının zevalden önce kılınabileceği görüşüne hamledilirse başka. Böyle bir görüş İbn Mes'ud'dan rivayet edilmiştir. Ama İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre İbnü’z-Zübeyr'in davranışı kendisine iletildiğinde bunun sünnete uygun olduğunu ifade etmiştir. Ata şöyle dedi: Her bayram kuşlukta (kılınır), Cuma, Kurban ve Ramazan. İbn İshak'ın İbn Mansur'dan, onun da Ahmed b. Hanbel'den naklettiğine göre Ahmed b. Hanbel'e “Cuma zevalden önce midir, yoksa sonra mı?” diye soruldu, o da zevalden önce kılarsan ayıplamam.“ dedi. İshak da öyle demiştir. Buna göre İbnü’z-Zübeyr bayram namazı vaktinde kıldığı iki rekât ile Cumaya niyet etmiş, bayram namazını da ona tabi kabul etmiş olabilir. (el-Hattâbî, Hamd b. İbrahim, Kitâbü meâlimi’s-sünen, İstanbul 1981, Ebu Davud'un şerhi olup onun hamişinde yer alır. c. I, s. 647-648)
Cuma namazı cemaatle kılındığı için öğle namazını kıldıkları anlaşılmaktadır.
Sonraki sayfa»»