Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“O talak iki defa olur. Her birinden sonra kadını ya iyilikle tutmak, ya da güzellikle ayırmak gerekir.” (Bakara 2/229)
Kur’ân’a göre talak, kocanın hakkıdır. Çünkü talakla ilgili fiillerin tamamının faili kocalardır. Kadının evliliği sona erdirme hakkına iftidâ denir. İftidâ daha sonra gelecektir. Yukarıdaki âyette Allah Teâlâ şöyle buyurur:
الطَّلاَقُ مَرَّتَان = et-Talaku merratân âyetinde, (الطلاق)’ın başındaki “ال = elif-lâm” marifelik ekidir; “O talak” demek olur. Ayetin anlamı "O talak iki defadır” şeklindedir. Onun ne olduğu Talak sûresinde açıklanmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاء فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحْصُوا الْعِدَّةَ وَاتَّقُوا اللَّهَ رَبَّكُمْ لَا تُخْرِجُوهُنَّ مِن بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخْرُجْنَ إِلَّا أَن يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَتِلْكَ حُدُودُاللَّهِ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ اللَّهِ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُ لَا تَدْرِي لَعَلَّ اللَّهَ يُحْدِثُ بَعْدَ ذَلِكَ أَمْراً {1}
فَإِذَا بَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ فَارِقُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَأَشْهِدُوا ذَوَيْ عَدْلٍ مِّنكُمْ
وَأَقِيمُوا الشَّهَادَةَ لِلَّهِ ذَلِكُمْ يُوعَظُ بِهِ مَن كَانَ يُؤْمِنُبِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَل لَّهُ مَخْرَجاً {2}وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُ وَمَن يَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ فَهُوَ حَسْبُهُ إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً {3}
1-“Ey Peygamber! Kadınları boşadığınızda iddetlerini gözeterek boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz Allah’tan sakının. Onları evlerinden çıkarmayın. Onlar da çıkmasınlar. Açık bir fuhuş yapmış olurlarsa başka. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa kendine yazık etmiş olur. Bilemezsin, belki Allah bunun ardından yeni bir durum ortaya çıkaracaktır.
2-Kadınlar sürelerinin sonuna geldikleri zaman onları ya Mâruf ile tutun veya Mâruf ile ayırın. İçinizden güvenilir iki kişiyi şahit tutun; şahitliği Allah için yerine getirin. İşte bu size, içinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan kimseye verilen öğüttür. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa o, ona bir çıkış yolu açar.
3-Ona, beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah'a güvenirse, o, ona yeter. Allah emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü bir standart koymuştur.” (Talak 65/1-3)
Allah, her şey gibi, talak için de ölçü koymuştur. Ömer 'in oğlu Abdullah, karısını hayızlı iken boşamıştı. Ömer, bunu Allah’ın Elçisi sallallahu aleyhi ve selleme sorunca o, şöyle demişti:
“Söyle ona, eşine dönsün; temizleninceye kadar ondan ayrılmasın. Sonra âdet görür arkasından tekrar temizlenirse bundan sonra ister devam etsin, isterse ilişkiye girmeden onu boşasın. İşte bu, o iddettir ki, Allah kadınların ona göre boşanmalarını emretmiştir." Abdullah b. Ömer dedi ki; “Peygamberimiz, yaptığım boşamayı geçersiz saymış ve şu âyeti okumuştu: “Ey Peygamber! Kadınları boşadığınızda iddetlerini gözeterek boşayın.” Yani onları iddetlerinin başlangıcında boşayın.”
Demek ki, “...iddetlerini gözeterek ..” boşamak için kadının hayızlı olmaması, eğer temizse o temizlik dönemi içinde eşiyle ilişkiye girmemiş olması gerekir. Abdullah b. Ömer’in yaptığı boşama ölçüye uymadığı için Allah’ın Elçisi sallallahu aleyhi ve sellemin buna çok sinirlendiği rivâyet edilmiştir. Bu sebeple olmalı ki ona, fazladan bir temizlik dönemi bekleme cezası vermiştir. Çünkü eşini, o hayızdan temizlendikten sonra değil, ikinci kez temizlikten sonra boşayabileceğini söylemiştir.
Bunun önemli hikmetleri vardır. Erkek, hayızlı eşiyle ilişkiye giremeyeceğinden huzursuz olabilir. Kadın hayızdan temizlenince erkeğin ona arzusu üst sınıra çıkar. İlişkiye girince arzusu azalır. Erkeğin karısını, ilişkiye girmediği temizlik döneminde boşayabilmesi boşama önünde tabii bir engel oluşturur.
Talakla birlikte kadın kocasının evinde iddet beklemeye başlar. Bu süre, âdet gören için üç temizlik müddetidir. Âdet görmeyen üç ay, hamile olan da doğuma kadar bekler.
"Kadınları iddetleri içinde boşayın" emrinden sonra yapılacak şeyler şöyle sıralanır:
1- İddeti saymak,
2- Kadını evden çıkarmamak,
3- Kadının çıkmaması,
4- Süre bitiminde kararı gözden geçirip kadını ya iyilikle tutmak veya iyilikle ayırmak.
5- İki kişiyi şahit tutmak.
Maruf; bilinen ve malum olan şey demektir. Bu bilgi, ya gelenek ve göreneklerden ya da Kitap ve Sünnetten elde edilir. Gelenek ve görenekten elde edilmişse Kitap ve Sünnete aykırı olmaması gerekir. Böyle bir bilgiyi akıl ve din güzel bilgi sayar.
Buhârî, Talâk, 1,3,44,45; Tefsîru sureti’t-talak, 1; Müslim, Talak 1,14; Nesaî, Talak 13,15,19; İbn Mâce, Talak 1,3; Darimî, Talak 1,2; Muvatta’, Talak 53; Ebû Dâvûd, Talak 4, Tirmîzî. Talak. (Yukarıdaki metin, Buhârî, Talâk, 1’in tercümesidir.)
Bakara 2/229; Talak 65/4.
DEVAMI»»