ANASAYFA

FORUM

HABERLER

ZİYARETCİLER

SORULARINIZ

KİTAP

EFENDİMİZ

NAMAZ

HİKMETLİ KİTAP

FİLİMLER


   
  Tevhid Nesli geliyor....
  5- bu konudakİ hadİsler kur`anla ÇelİŞmektedİr
 

5- bu konudakİ hadİsler kur`anla ÇelİŞmektedİr

İsa (as)’ın kıyametten önce tekrar dünyaya geleceğini bildiren hadisler bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi şöyledir:

“Ruhum yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, Meryemin oğlu İsa, adil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, İslamdan başka şeyi kabul etmeyecektir. Mal o kadar çok olacak ki, kimse dönüp de bakmayacaktır. Fakat bir secde, dünya ve dünyadaki her şeyden daha hayırlı olacaktır.” ( Buhari, Enbiya, 50; Müslim, İman, 71; Tirmizi, Fiten, 54)

Bu ve bunun gibi hadisler incelendiğinde hepsinin ana teması şudur: İsa ve Mehdi gelecek, sıkıntı ve buhran içinde bocalayan müslümanları kurtaracaktır. Hatta başka bir hadiste: “Su kabı su ile dolduğu gibi, yeryüzü barışla dolacaktır. Din birliği de olacak, artık Allah’tan başkasına tapılmayacaktır.” (İbni Mace, Fiten, 33) idafesi geçmektedir.

Dikkat edilirse, İsa’nın (as) dünyaya tekrar geldiğinde yapacağı söylenen domuzu öldürme, haçı kırma, gayri müslimlerden alınan cizyeyi kaldırma, herkesi müslüman yapma gibi şeylerin tek bir örneği dahi Kur’an’da yoktur. Ayrıca hiçbir peygamberin insanları zorla müslüman yapma görevi yoktur. Onların görevi sadece tebliğdir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:


"
Peygamberlere düşen sadece tebliğdir." (Maide 5/99)

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. Sen, insanlara, inanıncaya kadar baskı mı yapacaksın?” (Yunus, 10/99)

Dinde zorlama olmaz[1]. Doğru ile eğri birbirinden iyice ayrılmıştır. Her kim azgınları tanımaz[2]

Allah'a inanırsa, en sağlam kulpa yapışmış olur. Onun kopması imkansızdır. Allah işitir, bilir." (Bakara, 2/256)

Birçok İslam alimi, bu hadislerin sadece Kütüb-i Sitte (meşhur altı hadis kitabı)’de yer almalarını yeterli görmüşlerdir. Bu eserlerin müelliflerinin (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai, Tirmizi, İbn Mace) otoriteleri, bu rivayetlerin eleştirilmesinin önünde doğal bir engel oluşturmuştur.

Bu tür hadislerin senedleri sahih olsa bile, bu iddialar metin yönünden Kur’an ile uyuşmamaktadır.
Çünkü Allah, Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin birer müjdeliyici ve uyarıcı olduklarını bildirmektedir:

“Sen sadece bir uyarıcısın. Biz seni müjdeliyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Her millet içinde mutlaka bir uyarıcı bulunmuştur.” (35 Fatır, 23-24)

“Eğer yüz çevirirlerse biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen yalnız duyurmaktır.." (42 Şura, 48)

“Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?” (10 Yunus 99)

İsa (as)’ın kıyametten önce geleceğine inanmak, bir inanç konusu yapılmıştır. Halbuki bunu iddia eden alimler, ahad haberle inanç belirlenemeyeceğini söylerler. İsa’nın geleceğini bildiren hadisler ahad haberlerdir.

Sonuç olarak müslümanların “nasıl olsa İsa gelecek, dünyayı kurtaracak” şeklinde bir beklentiye son vermeleri ve var güçleri ile İslam için çalışmaları gerekmektedir. Çünkü, Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Bir toplum, kendilerinde olanı değiştirmedikçe Allah, o topluma verdiğini değiştirmez.” (13 Ra’d 11)

“Bilinsin ki; insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.” (53 Necm, 39)

6- Her benlik ölümü tadıcıdır

Rabbimiz Kur’anı Kerim de hiçbir istisna olmaksızın her Nefsin Ölümü Tadıcı olduğunu apaçık beyan etmiştir:

 كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَمَنْ زُحْزِحَ عَنْ النَّارِ وَأُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ (185)

Her nefis/benlik  ölümü tadacaktır. Hak ettiğiniz karşılıklar size, kıyamet günü, eksiksiz bir biçimde mutlaka verilecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kesinlikle kurtulmuş olacaktır. İğreti-sefil hayat aldatıcı bir yararlanmadan başka şey değildir.   3 ÂLİ İMRAN 185.  

Ömrü Sonsuz kılınan yada ölümü tehir edilen hiçbir benlik yoktur

Rabbimiz Kutsal Kitabımızdaki başka bir ayette de Hz. Muhammed’e (sav) şöyle seslenmektedir:

 وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَ أَفَإِيْنْ مِتَّ فَهُمْ الْخَالِدُونَ (34)

Senden önce hiçbir beşere/insana ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar ölümsüz mü olacaklar?"   21 ENBİYA 34.  

Apaçık bir şekilde görüldüğü gibi ne Hz. İsa ne de birbaşkası istisna edilmeyerek her benliğin ölümlü olduğu açıklanmıştır. Bir başka boyutta(!) bile olsa ömrü sonsuz kılınan veya kendisine sonsuzluk bahşedilen herhangi bir beşer yoktur.

Eğer Hz. İsa öldükten binlerce yıl sonra yeryüzüne tekrar gelecek olsa bunu Rabbimiz açık açık söylemez miydi?

Şeytan söz konusu olunca bile Rabbimiz onun ömrünün kıyamete kadar uzatıldığını söylüyor ama nedense Hz. İsa söz konusu olunca onun ölümünün kıyametten önceye tehir edildiğini söylemiyor. Nedense böyle pek mühim(!) bir mevzuda Rabbimiz bırakın açık konuşmayı imalı bile konuşmuyor.

Allah’ı açık konuşmamakla İtham edenler
Tahrif edilmemiş İncil’de Hz. İsa’dan sonra gelecek ve adı Ahmet olan (Saff 6)  bir elçiden açıkça bahsedildiği için insanlar haklı olarak bir beklenti içinde olmuştu. İyi de neden Kur’anda Hz. Muhammed’den sonra gelecek olan Mesih’den bahsedilmediği halde Müslümanlar bir beklenti içinde? Bu kuru beklentinin kaynağı Kur’an olmadığına göre ne?

Rabbimiz Kur’anda kıyamet öncesindeki Altınçağ’dan, Deccalden, Armegeddon’dan ve Mesihten bahsetmediği halde bunların Kur’anda olduğunu (parantez ve yorumlarla ekleme yaparak) iddia edebilen şahıslar aslında Rabbimizin muğlak konuştuğunu iddia etmektedir. Şüphesiz ki bu çok çirkin bir itham ve iftiradır. Sütanne hususunda bile apaçık söz söyleyen Allah’ın böyle ciddi bir konuda muğlak konuşması mümkün mü?



[1] Dinin özü imandır. İmanın temeli onu içten kabul etmek, yani kalp ile tasdiktir. Kalpteki tasdiki bir o kişi, bir de Allah bilir. Orası in¬sanın en hür olduğu yerdir. Bu sebeple hiç kimse bir inancı kabule veya inkara zorlanamaz. Zorla ibadet de olmaz. Çünkü ibadet için niyet şarttır. Niyetin yeri de kalptir; kalpten yapılmayan niyet geçersizdir. Kimseye zorla niyet ettirilemeyeceğinden ibadet de yaptırılamaz.

 

[2] Yoldan çıkmışlara boyun eğmez.


Sonraki sayfa»»

 
  Bugün 14 ziyaretçi bizimle...  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden