6-NUZÜL ORTAMININ TESBİTİ
Günümüzde sünnetin ve nuzül ortamının Kur´anı anlamadaki öneminin gözardı edildiği bir
vakıadır. “Alt yapısız bir Kur`an anlama” fikri yaygınlık kazanmaktadır.
Kur´an üzerinde, ümmetin dini ve siyasi birligini zedeleyecek boyutlara varan ihtilaflar ve anlam kargaşalarının en büyük sebebi , dün ve bugün , Kur`an ayetlerinin ne sebeple indikleri bilinmeden tefsire kalkışılmış olmasıdır.
Nuzül ortamı ve sebebi bilinmeden yada dikkate alınmadıgı icin yanlış anlaşılan ayetlere ta ilk dönemlere ait birkaç misal verelim:
ÖRNEK 1
1-Safa ve Merve, Allahın şiarlarındandır. Dolayısıyla, kim hac veya ömre yaparsa o ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir günah yoktur. (2 - Bakara 158)
اِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِنْ شَعَاۤئِرِ اللَّهِ فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ اَوْ اعْتَمَرَ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِ اَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَا وَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْرًا فَاِنَّ اللَّهَ شَاكِرٌ عَلِيمٌ
Bu ayetin ne sebeble indigi bilinmediğinde , bir takım yanlışlıklara düşmek kaçınılmazdır.
Çünkü ayetin zahirinden , sanki safa ve merve arasında say etmenin mübah oldugu, dolayısıyla haccın rükünlarından olmadıgı anlaşılır. Buda açık bir hatadır. Halbuki ayetin inmesine neden olan olaya bakıldığında , mesele gayet açık anlaşılır. Şöyle ki:
Medineli müslümanlar , islamiyetten önce, mişellel denilen yerde tapageldikleri menat putuna saygı göstererek etrafında dönerler ve ona taparlardı.
Bu nedenle islam geldikten sonra, safa ve merve arasında bulunan bu put sebebiyle , orada say etmekten kaçındılar. Çünkü bu onlara göre Menat putuna ibadet anlamı taşıyordu. Dolayısıyla safa ve merve arasında say ettikleri takdirde günaha hatta şirke düseceklerini düşünüyorlardı.
Bu endişelerini peygamberimize ilettiklerinde bu ayet nazil olmuştur, ve orada say etmenin günah veya şirk olmadığı açıklanmıştır.
ÖRNEK 2
وَاَنْفِقُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلاَ تُلْقُوا بِاَيْدِيكُمْ اِلَى التَّهْلُكَةِ وَاَحْسِنُوا اِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
2- Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever. (2 - Bakara 195)
Bu ayetin tam manasıyla anlamak , nüzül sebebini bilmeksizin mümkün değildir. Nitekim bu konuda sahabe döneminde düşülen yanlışı , Ebu Eyyub el-ensari düzeltmiştir. Şöyle ki :
Yezidin hilafeti zamanında , içlerinde Ebu Eyyub el- Ensarininde (ra) bulundugu islam ordusu, Istanbul önlerinde savaşırken, müslüman bir asker , düşman saflarına dogru yalın kılıç
hücüm edince, müslümanlar , „Bu genç kendini tehlikeye attı“ diye bağırıp yukarıdaki ayeti okumuşlardı.
Bunun üzerine Ebu Eyyub el ensari “ Siz bu ayeti yanlış yerde kullanıyor ve tefsir ediyorsunuz. O, biz Ensar hakkında inmiştir. Şöyleki , bizler islama girdikten sonra , uzun süre Peygamberimizle bulunmak ve cihad etmekten dolayı mal ve mülkümüzle ilgilenme firsatı bulamadık. Nihayet Ensardan bir topluluk kendi aramızda , „Hz. Peygamberin (sav) etrafında ona yardım eden ve cihada koşan insanlar artık çoğaldı. Bizler bundan böyle artık kendi işlerimize dönsek.“ diye konuşmuştuk.
Baktık ki , sabahleyin bu ayet inmiş. Hz. Peygamber onu bize okuyor. Ayetin manası: Allah yolunda infak etmeyi ve cıhadı bırakarak kendi kendinizi tehlikeye atmayın.
Bu konuyla daha başka misallerde vardir. Burada şuna dikkat ekmek gereklidir. Ayetlerin kimler ve hangi olaylar hakkinda indikleri değil, ihtiva ettikleri genel hükümler ve hedefledikleri amaçlar önemlidir.
Zaten „ Sebebin hususi olması, hükmün umumiligine engel teşkil etmez“ kaideside , ta sahabe döneminden beri üzerinde önemle durulan bir usul kaidesidir.
Bazı insanlarda şöyle bir yanlış anlayış maalesef oluşmaktadır : „Kur`an ayetleri belirli olaylar üzerine inmiştir ve o şartlarda geçerlidir.“ Yada bazı kimseler bazı ayetleri duyunca „O ayetler yahudiler veya ehli Kitap için indirilmiştir“ diyerek, bu ayetlerin sadece onlara veya o günün şartlarına bağlarlar ve sanki o şartlar oluşmadan o ayetin hükmünün geçerli olamayacağını vurgulamak isterler. Bu tabiki yanlış bir yorumlamadır.
Tekrar belirtmek gerekirse, Kuran ayetleri, hakkında indikleri olaylara ve şahıslara özgü değildir. Onlarla sınırlandırılamaz. Nuzul sebepleri bizim ayetleri daha güzel anlamamızı ve Rabbimizin bize ne demek istediğini kavramamıza yardımcı olur ve yukardaki örneklerde olduğu gibi yanlış anlamamamızı önler.
Sonraki sayfa»»