A. ALLAH VE GAYB BİLGİSİ
1. Gayb Nedir?
Vasıtalı veya vasıtasız, duyu orgarılarımızla ulaşamadığımız ve ilmimizle ihata edemediğimiz her şeye “gayb” denir. Gayb sahasının zıddı “müşahede” sahasıdır.
Gaybı iki kısma ayırabiliriz.
a) Mutlak gayb: Beşer imkan ve kabiliyetleriyle -dünyada- hiçbir zaman ihata edilemeyen saha Allah’ın zatının ve meleklerinin mahiyeti; kıyamet, ahiret, hesap, cennet-cehennem ahvali… bu tür gayba örnek verilebilir.
b) İzafî (basit) gayb: Zaman, mekan, imkan ve kabiliyet farklarından dolayı bir kısım insanlar için ulaşılmaz, ihata edilmez iken diğerleri için ulaşılan, ihata edilen saha. Yakın bir geçmişe kadar, huzurda bulunmayan bir kimsenin hareket ve konuşmaları gayb iken, günümüzde, çeşitli imkanlarla (radyo, teyp, TV, video vb.) bunlar -kısmen de olsa- gayb olmaktan çıkarılmışlardır. Bunun gibi, geçmişte gayb olan birçok saha (coğrafya, astronomi vb. dallarda) artık müşahade sahasına sokulmuşlardır. Mesela, bir güneş veya ay tutulmasının zamanının önceden ihbarı artık “gaybden haber vermek” değildir.
2. Kur’an’da Gayb
Kur’an-ı Kerîm’de geçen “gayb” kelimeleriyle. yukarıda tanımladığımız iki tür gaybın her ikisi birden kasdedildiği gibi. ayrı ayrı , mutlak ve izafî (basit) gayb’ler de ifade olunmuşlardır.
“De ki: …Eğer gaybı bilseydim (daha) çok hayır elde ederdim ve bana kötülük de dokunmazdı…”(7/188) Ayette. kıyametin ne zaman kopacağı gibi mutlak gayb’le beraber, hal ve gelecekteki izafî (basit) gayb, ikisi birden kasdedilmektedir.
“…Ey babamız, oğlun hırsızlık yaptı. (Gerçi) biz ancak bildiğimize şahitlik ettik, gaybı bilenler değildik. (Yani işin içyüzünü bilmiyoruz)” (12/81) Ayette izafî (basit) gayb kasdedilmiştir.
” …Onlar ki; gaybe iman ederler, namazı ikame ederler, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.”(2/3) Bu ayette imana konu olan gayb, izafî ı basit) gayb değildir. Çünkü basit gayba inanmanın, muttakiler için övgüye sayan bir meziyet olarak, namaz kılmak ve infak etmekle beraber anılmasının mana ve hikmeti olamaz. O halde ayette kasdedilen, Allah’ın ve meleklerin varlığı, ahiret hayatı, hesap günü. cennet-cehennem… gibi konular, yani, ‘mutlak gayb” dır.
3. Gaybı Kim Bilir?
Kur’an-ı Kerîm’de, genel anlamıyla gayb’ın ancak Allah tarafından bilineceğini kesin ifadelerle bildiren birçok ayet vardır. Sadece birkaçını verelim:
“De ki: Göklerde ve yerde Allah’tan başka kimse gaybı bilmez.. .”(27/65)
“De ki: Gayb(ı bilmek) Allah’a mahsustur…” (10/20)
“Gaybın anahtarları O’nun yanındadır. Onları. O’ndan başkası bilmez…”(6/59)
“Onlar: … Bizim bilgimiz yok, derler, gayb’leri bilen yalnız sensin, sen.”(5/109)
4. Allah’ın Gaybı Bildirmesi
Gaybın mutlak sahibi ve alimi olan Allah’ın, dilediği takdirde, dilediği kimselere gaybını bildirmesi aklen mümkün ve caizdir. Ancak bunun vuku bulmuş olduğu ve kimlere gaybın bildirildiği veya bildirilebileceği ancak nass’la bilinebilecek bir konu olduğundan, ilgili gibi görünen iki ayeti inceleyelim:
Birinci ayet “…Allah sizi gaybe vakıf (muttali) kılacak değildir; fakat Allah, resullerinden dilediğini seçer, (onlara gaybı bildirir).”(3/179)
İkinci ayet: “O, gaybı bilendir; kimseyi gaybına vakıf (muttali) kılmaz. Ancak razı olduğu resulleri (vakıf kılar).” (72/26-27)
Bu ayetlerde, Allah’ın, gaybını ancak peygamberlere bildirebileceği; Peygamberler dışında hiç kimseye bildirmeyeceği hususu gayet sarihtir. Müfessirler bunlara dayanarak her çeşit kehanet iddialarını batıl saymışlardır. (Keşşaf tefsiri, 72/27 ayetinin yorumu)
Peygamberlere bildirilen gaybın türü ve bu bildirilmenin ne şekilde olduğu konusunda müfessir Taberî (O.310 H)’nin verdiği bir yorum aydınlatıcıdır.
“Gayb bilgisinden dilediğini nebilere indirir. Resulullah (s,)’a da Kur’an gaybı’nı indirmiştir. Onda (Kur’an’da), kıyamet günü vuku bulacak gaybı bize bildirmiştir.”
Bu tefsirden, yukarıda verilen ayetlerde kasdedilen gaybın, mutlak gayb olduğu ve bu gaybın ancak tebliğ olunan bir vahiyle (son peygambere Kur’an’la) bildirildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bildirilen gayb, peygamberler aracılığıyla bütün muhataplara iletilmek zorundadır.
Gaybın yegane iletim vasıtasının vahiy olması hikmetine mebni olmalıdır ki, bizzat Kur’an’a “Gayb” isminin verildiğini ifade eden tefsirlere rastlıyoruz.
“O (Muhammed), Gayb’den dolayı itham altında tutulamaz.” Müfessirler, bu ayette geçen “gayb”le “Kur’an”ın kasdedildiğini; özellikle müşriklere hitap eden bu ayetle, gaybî ihbarları ihtiva eden Kur’an’ı tebliğ etmekte olan Hz. Peygamber (s)’in, yalancı, kahin ve benzeri ithamlarla zan altında bulundurulamayacağını bildirmektedir.
Bütün bunlardan, her peygambere olduğu gibi, son peygamber Hz. Muhammed (s)’e de, Kur’an’la bazı gayb’lerin bildirildiği kesinlik kazanmaktadır
5. Kur’an’da Gayb Haberleri
Kur’an, mutlak gaybın yegane kaynağıdır. Kur’an’la bildirilen mutlak gaybe (Allah’a, meleklere, hesap gününe…) inanmamız kulluğumuzun gereği ve göstergesidir. Buna karşılık, Kur’an’ın (vahyin) dışında hiçbir beşer kaynağın mutlak gayb hakkında doğru haberler verebileceğine inanmamamız da teslimiyetimizin göstergesidir.Kur’an’da mutlak gaybın yanısıra izafi (basit) gayb haberlerinin de bildirildiğine şahit oluyoruz. Mazi(geçmiş), hal (şimdiki zaman) ve istikbal (gelecek) haberleri diye sınıflandırabileceğimiz bu gaybî ihbarlara ömekler verelim.
a) Mazi’den gaybî ihbarlar:
Kur’an’da, geçmiş toplumlara ve peygamberlere dair verilen kıssaların büyük bir kısmı muhataplarca biliniyor olmasına rağmen, bu bilgilerinin eksik ve yanlış yönleri de mevcuttu. İşte bu eksik ve yanlış yönler, Kur’an’da, Allah tarafından gaybî ihbarlarla tamamlanıp tashih edilmişlerdir.
“Bunlar, sana vahyetmekte olduğumuz gayb haberleridir..” gibi ayetlerle bu tür ihbarlar kasdedilmiştir. (11/49, 12/1O2, 3/44,..)
b) Hal’den gaybî ibbarlar:
Hz. Peygamber (s). vahiy aldığı dönem boyunca, kendi gıyabında ve aleyhinde vuku bulan olayların ve sözlerin bir kısmından Kur’an’ın gaybî ihbarlarıyla haberdar edilmiştir. Hasr: 11-12; Muhammed: 16:Ahzab: 10-20; Tevbe; 42-52, 64,68, 73, 101, 107-110; Munafıkün: 1- ayetleri, hep münafık ve Yahudîlerin, Resulullah (S)’ın gıyabındaki tutum ve davranışlarını, sözlerini ifşa eden gaybî ihbarlara örnektirler.
c) İstikbal’den gaybî ihbarlar:
Kur’an’da, İslamın ve müslümanların yakın ve uzak geleceğine dair birtakım gaybî haberlerin yanısıra (3/86; 5/13, 54. 24/55; 48/16, 2O. 28; 61/8, 9, 13 gibi) özel müstakbel ihbarlara da rastlanmaktadır:
Miladî 614 yıllarında; mecüsî İranlılar kitab-ehli olan Bizanslıları Suriye’de hezimete uğrattıklarında, Cenab-ı Hakk, 4 ila 9 yıl zarfında (arapça kelime bunu ifade ediyor) Bizanslilann galip geleceğini ihbar etmiş (30/1-2) ve bu ihbar, 622 yılından itibaren gerçekleşmeye başlamıştır. Takip eden yıllarda ise Bizanslıların galibiyeti zirveye ulaşmıştır.
DEVAMI>>>