ANASAYFA

FORUM

HABERLER

ZİYARETCİLER

SORULARINIZ

KİTAP

EFENDİMİZ

NAMAZ

HİKMETLİ KİTAP

FİLİMLER


   
  Tevhid Nesli geliyor....
  Gayb nedir ?
 

Gayb nedir ? - Gaybı Allah’tan başka kimse bilemez, peygamberler de dahil[1]

İnsanlar çok eskilerden beri, “gayb” ve “gaybin bilinmesi” meselesi üzerinde çokça durmuşlardır. Ancak bilim, kendi yöntemleri ile açığa çıkarılmayan bir bilinmeyenin sıradan bir insan tarafından bilenebileceğini kabul etmediğinden, konu ne yazık ki “bilim dışı” olarak damgalanmış olan “din” içinde mütalâa edilmiştir. Böylece bir takım kimselerin “gayb”i bildiği, “gayb”den haber verdiği, topluma din adına dayatılmış ve bu yalanlar dini bilmeyen cahil kitlelere benimsetilmiştir.

Allah’ın arı duru dini İslâm, tabiî ki bu yönde oluşan din dışı kabullerden etkilenmemiştir ama bu hurafeler, kendilerinin doğru yolda olduğunu zanneden şaşkınları İslâm’dan iyice uzaklaştırmıştır.

İşte biz de, iyi niyetle doğruyu arayan insanlar için, “gayb” konusunda uydurulmuş yalanlar hakkında hem Kur’an hem de akıl yolu ile yapılmış olan bu incelemeyi sunmayı bir görev addediyoruz.


“Gayb” nedir?


Gayb”, sözlüklerde; “şekk, gizli olan, görünmeyen, belirsiz” olarak tanımlanmıştır. Bu tanım, “gayb”in karşıt anlamlısı olan “şuhut, şehadet (aşikar)” kavramından hareketle biraz daha açılacak olursa “gayb”; “Vasıtalı ya da doğrudan, duyu organları ile algılanamayan ve insanın yaratılış kapasitesi dahilinde sahip olabileceği bilgilerle, özellikleri kavranamayan olay, nesne, mekân gibi şeylerdir.” Yani herhangi bir şeyin “gayb” sayılabilmesi için o şeyin algılanamaması, öğrenilememesi gerekir. Eğer o şey, herhangi bir araç yardımıyla bile olsa algılanabiliyor ve öğrenilebiliyorsa “gayb” olmaktan çıkar, “aşikar” olur.

Meselâ bir insan kendi kaşını gözünü, ensesini görememesine rağmen basit bir ayna ile bunları “aşikâr” hâle getirebilmektedir. Ya da arabadaki dikiz aynası, önüne bakan bir şoföre arkasında olup biteni “gayb” olmaktan çıkarmaktadır. Benzer şekilde modern teknoloji ile, iç organların görüntülenmesi, vücudun herhangi bir yerinde oluşan kistin yerinin ve özelliklerinin tespiti, ana rahmindeki bebeğin cinsiyetinin bilinmesi, çok uzaklardaki nesnelerin görüntülenmesi, işitilmesi ve ne olduklarının öğrenilmesi de, “gayb”i “aşikâr” etmekte ve hakkında bilgi edinilen bu şeyler “gayb” olmaktan çıkmaktadır.


“Gayb”i kim bilebilir?


Bu sorunun cevabı Kur’an’da verilmiştir. Allah’ın Kur’an’da bildirdiğine göre;

- “gayb”i Allah’tan başkası bilemez,

- “gayb”i peygamberler de bilemez,

- Allah, razı olduğu elçilerine bazı “gayb” haberlerini bildirir.

Bu hususlardaki ayetler aşağıda bölümler hâlinde verilmiştir.


“Gayb”i sadece Allah bilir:


En’âm; 59:
 
Ve gaybin anahtarları yalnızca O’nun katındadır. O’ndan başka hiç kimse onları bilmez. Karada ve denizde olanları da bilir O. O bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta bulunmasın.


Hud; 123:
 
Ve göklerin ve yerin gaybi sadece ALLAH’A AİTTİR. Ve tüm iş/ oluş yalnızca O’na döndürülür. O halde O’na kulluk et, O’na dayanıp güven. Rabbin, yapmakta olduklarınızdan gafil (habersiz, duyarsız) değildir.


Rad; 9:
 
(Allah), GAYBİ DE AÇIKTA OLANI DA BİLENDİR, pek büyüktür, yücedir.


Nahl; 77:
Ve GÖKLERİN VE YERİN GAYBİ sadece ALLAH’A AİTTİR. Saatin emri (kıyametin koparılması) de yalnızca göz açıp kapama gibidir veya o, daha yakındır. Şüphesiz Allah her şeye güç yetirendir.


Neml; 65:
De ki: “GÖKLERDE VE YERDE GAYBİ ALLAHTAN BAŞKA KİMSE BİLMEZ. Onlar, ne zaman diriltileceklerinin bilincine de varmazlar.


Fatır; 38:
Kesinlikle Allah göklerin ve yerin gaybini bilendir. Hiç şüphesiz O, göğüslerin içindekini de çok iyi bilendir.


Hucurat; 18:
Hiç şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybini bilir. Allah yapmakta olduklarınızı da görendir.


Cinn; 26:
(O), GAYBİ BİLENDİR. O kendi GAYBİNİ KİMSEYE AÇIK TUTMAZ.


Yunus; 20:
Ve: “Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya!” (Onlara):GAYB KESİNLİKLE ALLAH’A AİTTİR. Hadi bekleyin. Ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim.” deyiver. [2]

Kıyametin kopma zamanı (Saat) da, insanların özellikle üzerinde en fazla durdukları “gayb”a ait konulardan birisidir. Bu konuyu da Rabbimiz kendi tekelinde tutmuş, bununla ilgili kimseye bilgi vermemiş ve vermeyeceğini bildirmiştir:


Ahzab; 63:
İnsanlar sana o saatten (kıyametin saatinden) soruyorlar. De ki: “KESİNLİKLE ONA AİT BİLGİ ALLAH KATINDADIR.” Ne bilirsin, belki de saat yakındadır.


A’râf; 187:
Ne zaman demir atacak (gelip çatacak) diye sana o saatten (kıyamet saatinden) soruyorlar. De ki: “Ona ait bilgi kesinlikle Rabbimin katındadır. Onun süresini yalnızca O açıklar. Göklere de yere de ağır gelmiştir o. O, size ansızın gelecektir, başka değil.” Sen onu iyice biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi Allah katındadır, fakat insanların çokları bilmiyorlar.” [3]


Peygamberler de “gayb”i bilmezler:


Maide; 109:
Allah, elçileri toplayacağı gün şöyle diyecek: “Size verilen cevap nedir?” Onlar da: “BİZİM HİÇBİR BİLGİMİZ YOKTUR; ŞÜPHESİZ Kİ GAYPLERİ BİLEN SENSİN, SEN.


En’âm; 50:
De ki: “Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum. GAYBİ DE BİLMEM BEN. Size ben bir meleğim de demiyorum. Ben yalnızca bana vahyedilene uyuyorum.” De ki: “Körle gören eşit olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz ?”


A’râf; 188:
De ki: “Ben kendi nefsime, Allah’ın dilediğinden başka bir yarara güç yetiremem. Zarara da. Ve EĞER BEN GAYBİ BİLSEYDİM ELBETTE DAHA ÇOK HAYIR YAPARDIM. Ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, inanan bir toplum için bir uyarıcı ve müjdeciden başka bir şey değilim.”


Tövbe; 101:
Ve çevrenizdeki bedevilerden/ bilgiçlik taslayanlardan münafıklar var. Medine halkından da münafıklığa iyice alışmış olanlar var. SEN BİLMEZSİN ONLARI. BİZ BİLİRİZ ONLARI. İki kez azap edeceğiz onlara, sonra da çok büyük bir azaba itilecekler.


Hud; 31:
Ben size “Allah’ın hazineleri benim yanımdadır demiyorum ki. BEN GAYBİ BİLMEM. Ben bir meleğim de demiyorum. Ama gözlerinizin horlayarak baktığı kişiler için ‘Allah bunlara hiçbir hayır vermeyecek’ diyemem. Onların nefislerinde neyin saklı olduğunu Allah daha iyi bilir. Başka türlü davranırsam kesinlikle zalimlerden olurum.

(Bu ifadeler Nuh peygamber kavmine karşı söylemiştir.)


Ahkâf; 9:
De ki: “Ben, elçilerden bir türedi değilim. BANA VE SİZE NE YAPILACAĞINI DA BİLMİYORUM. Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum. Ve ben açıkça uyaran bir elçiden başka bir şey değilim.


Allah’ın razı olduğu peygamberlere “gayb”i bildirmesi:


Rabbimiz Kur’an’da, kendilerinden razı olduğu, seçtiği elçilere “gayb”i bildireceğini açıklamıştır:


Âl-i Imran; 179:
Allah, murdar olanı, temiz olandan ayırt edinceye kadar müminleri, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz şey üzerinde (durumda) bırakacak değildir. Allah sizleri gayb üzerine muttali kılacak da değildir. Velâkin Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Allah’a ve elçisine iman edin. Eğer iman eder ve takvalı davranırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır.


Cinn; 26, 27:
(O), GAYBİ BİLENDİR. O kendi GAYBİNİ KİMSEYE AÇIK TUTMAZ. Ancak razı olduğu/ seçtiği bir ELÇİ MÜSTESNA. Çünkü O, onun (elçisinin) önünden ve arkasından gözetleyiciler salar.


Yusuf; 86:
Dedi ki: “Ben, içimi doldurup taşan özlemimi, kederimi Allah’a arz ederim. Ve sizin bilmediğiniz şeyleri Allah’tan biliyorum.

(Bu ifadeler Yakup peygambere aittir)

Bu ayetlerden anlaşılan odur ki, peygamberlerin kendileri “gayb”i bilemezler ama Allah onlara vahyederek gaybe ait bazı bilgileri verir. Yani “gayb”e ait haberler vahy yoluyla ayetler hâlinde elçilere bildirilir. Elçiler de bu bilgileri görevleri gereği insanlığa ulaştırırlar. Bunun böyle olduğunu gösteren Kur’an’da daha bir çok ayet vardır:


Âl-i Imran; 44:
Bunlar (Imran ailesi, Meryem ve Zekeriyya ile ilgili anlatılanlar), gayb haberlerindendir. Bunları sana vahyediyoruz. Çünkü onlardan hangisi Meryem’i sorumluluğuna alacak diye kalemlerini atarlarken (kur’a çekerlerken) sen yanlarında değildin. Onlar çekişirlerken de sen yanlarında değildin.


Hud; 49:
Bunlar (Nuh ile ilgili anlatılanlar), sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları sen ve kavmin bundan önce bilmiyordunuz. Şu hâlde sabret. Şüphesiz akıbet, takvalı davrananlarındır.


Yusuf; 102:
İşte bunlar (Yusuf ile ilgili anlatılanlar) sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar işlerine birlikte karar verip tuzak kurarlarken sen yanlarında değildin.


Kasas; 44-46:
Biz Musa’ya o emri yerine getirttiğimizde, sen batı tarafında değildin. Sen tanıklardan da değildin.  Ancak biz bir çok nesiller inşa ettik de onların üzerine ömürler uzayıp geçti. Ve sen Medyen içinde yaşayıp da ayetlerimizi onlardan okuyarak öğrenmiş değilsin. Ancak gönderen Biziz.
Seslendiğimiz zaman da sen Tur’un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için. Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.

Yukarıdaki ayetlerde görüldüğü gibi, Yüce Allah Kur’an’da, peygamberler dahil olmak üzere “gayb”i kendisinden başka kimsenin bilmediğini kesin bir dille ifade etmiştir. Ancak Allah, gerekli gördüğü gaybî bilgileri vahy yoluyla bildirmiş ve bunların hepsi Kur’an’da yer almıştır. Bunların dışında peygamberimize izafe edilen “gayb”i bilme haberlerinin tümü yalan ve uydurma şeylerdir.



                                                                                             DEVAMI>>>


[1] Bu yazı İşte Kuran sitesinden alıntıdır.

 

[2] Yukarıdaki ayetlerden başka Bakara; 23, Maide; 116, En’âm; 73, Tövbe; 94, 78, 105, Yunus; 20, Hud; 34, Mümin; 92, Secde; 6, Sebe; 3, 48, Zümer; 46, Haşr; 22, Cuma; 8, Tegabün; 18, Kehf; 26, Furkan; 6. ayetler de aynı anlamdadır.

 

[3] Bu ayetlerden başka Mülk; 25, 26, Cinn; 25, Naziat; 42, 43, Enbiya; 109, 110, Lokman; 34. ayetler de aynı anlamdadır.

 






Kalbimizden geçenleri kim bilir ?

 
 
  Bugün 153 ziyaretçi bizimle...  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden