II. Gayb nedir?
a) Gaybın anlamı:
Gerektiği yerde bulunmamak, kaybolmak, uzaklaşmak, gizli kalmak, bulunmamak, hazırda olmamak anlamına gelen gayb [] Kur'an'da sıkça işlenen bir temadır. Gayba iman müminlerin özelliklerindendir []
Kur'an'da gayb geçmiş olaylar [], gizli ve sır olan şeyler [], bir hadisenin gerçek yüzü [], fiziki dünyada başkalarının göremediği davranışlar [], bilinmeyen her şey [] ve görünmeyen her şey [] manalarına gelmektedir. Allah kendisini gayb olarak değil de yine görünmeyen anlamına gelen batın []olarak nitelendirir. Bu anlamda Allah gaybtır diyebiliriz.
b) Gaybın türleri;
1.Mutlak gayb:
Bu alan peygamberler de dahil kimseye açık değildir. Bunu ne gökte ne de yerdekilerin bilmeye gücü yeter []
İnsan ne bilgi kapasitesiyle, ne de vahyi verilerle bu alana nüfuz edebilir. Mutlak gayb alanının neleri ihtiva ettiğini sayıp dökmeye çalışmak manasız ve imkansızı istemektir. Allah'ın zatı ile ilgili konular, yaratılış, kıyamet anının kamil bilgisi, ümmü'l kitab'ın mahiyeti gibi...
2.Vahy yoluyla peygamberlere bildirilen gayb:
Cennet, cehennem ve nihai adaletin tahakkuku gibi konular []bu alana aittir. Sözgelimi melekler ile ilgili konular da bu alana girer. Melekler Allah'ın emrini tereddütsüz yerine getirirler [], insanların yaptıklarını kayda geçirirler [], Allah'a itaatkar, insanoğluna saygılıdırlar [], insanların canlarını alırlar [], tesbih ederler[], müminler için mağfiret talebinde bulunurlar [], peygamberlere vahy getirirler [] ve arşı taşırlar .[ Mümin 40/7]
Rabbimiz vahy yoluyla bunların dışında cinlerin [] ve şeytanların [] da varlığını bize haber vermiştir. Bu tür vahy ile kendisinden bahsedilen varlıklar gayb olma özelliğini sürdürürler. Allah bizi güvenilir bir kaynakla onların mevcudiyetini bildirmiştir. Müminler bu varlıklar hakkındaki vahyi bilgilerle yetinmek durumundadır.
3. İzafi gayb:
Buna göreceli gayb da diyebiliriz. Şehadet ile gayb içice geçmiştir. İnsanı aşan durumlar ve dolaylı yollardan hakkında bilgi sahibi olunabilecek gayb izafi olan gaybdır. Mekan olarak bir insanın çıplak gözle duvarın ardını görememesi zaman olarak da önceki kavimlerin kendilerine gönderilen peygamberlere karşı aldıkları tavrın nasıl olduğu gaybtır. Ancak bu duvarın ardındaki insanlar ve peygamberlere karşı plan kuranlara gayb değildir. Bu nedenle Yusuf [] ve Nuh [] kıssası gayb olarak tavsif edilmiştir. Yani Yusuf ve Nuh peygamberlerin düşmanları bize gayb olanı bilmekteydiler.
Eski Ahid'in Tekvin babında Yusuf ve Nuh kıssaları yer almaktadır. Ayrıca rivayetlerde Arap kabilelerinin Nuh kavminin putlarının isimlerini zaten bildiklerinden söz edilmektedir [].
Bu durumda bu kıssaların gaybiliğinden maksat nedir? Kur'an'daki kıssalar ayrıntılı değildir. Kıssalar öğüt, hatırlatma, uyarma, müjdelerine, açıklama ve telkin amacını güder ve olayları bu mana ve tarz da zikreder. Orta seviyede kültüre sahip birisi bile bunu kavrayabilir. Kur'an'da bununla uyumlu olan ve destekleyen somut bir gerçek vardır ki o da Kur'an'ın kıssalardaki hedef ve üslubunun aktarılan olaylar, mücadeleler, hükümler ve deliller ile Hz. Peygamber'in siretindeki olayların arasında uyumlu bir ilişki olduğudur. Kur'an kıssalarının tarihi olayların sadece can alıcı noktalarına dikkat çekmesi bu gerçeği tekid etmektedir. Kur'an bir tarih kitabı değildir. Ona böyle bir yaklaşımla bakmak doğru değildir. Bundan Kur'an'ın tarihi gerçeklerle çelişkili olduğunu değil, onun olayların doğru ve öz bilgisini verdiğini kastediyoruz. Zaten gayb olan, geçmiş dönemlerde vuku bulan olayların bilinmezliği değildir. Ehl-i Kitab ve Mekke müşrikleri bu kıssaları bilmektedirler. Fakat ellerinde kalan ilahi mesaj değil, tarihi kırıntılardır.
c) Gaybı kim bilebilir?
- Kur'an-ı Kerim gaybın Allah'a ait olduğunu ve bu konuda cinler ve peygamberlerin de istisna edilmediğini söyler []
- Ancak Allah dilediği peygamberlere gaybi bilgiler verir []
- Peygamber kimsenin kalbinden geçeni bilmez [].
- Allah bildirmedikçe onun bunlardan haberli olması söz konusu değildir. Nitekim kendilerine arz edilmiş bir dava ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur: "Ben ancak bir beşerim, birbirinizden davacı olarak geliyorsunuz. Bazınızın davasını, ötekininkine haksız olarak galip getirmesi mümkündür. Ben de duyduğum gibi karar vereceğime göre o kimse için eğer kardeşinin hakkı olan bir parçayı hükmetmişsem o kimse ona ateşten bir parça veriyor olduğunu bilip sakın ondan bir şey almasın" [].
- Yine, Allah bildirmedikçe peygamberlerin gaybla ilgili bilgi sahibi olmaları Kur'an nokta-i nazarından mümkün değildir [].
d) Görünen şeylerin gaybi yanı:
- Kur'an'da insanın bazı organlarının yapıp ettikleri konusunda ahirette şahidlik yapacağından bahsedilir [].
- Bu organlar deriler, eller, diller, gözler, kulaklar ve ayaklardır. Bu, aklımıza onların da bir bilince, kavrayamadığımız özellikleri sahip oldukları ihtimalini getirmektedir. Kur'an canlı cansız her varlığa bir kişilik atfeder. Evrendeki her şey Allah'ı tesbih eder, fakat insanlar bunu anlayamazlar [İsra 17/44].
- Kainattaki her şey ona boyun eğer, göklerde ve yerde olanlar, gök cisimleri, dağlar, ağaçlar ve insanlardan bir çoğu Allah'a secde etmektedirler [Hac 22/18]
- Nice taşlar vardır ki, Allah korkusundan ötürü aşağıya doğru düşerler [Bakara 2/74].
Bütün bu ifadeler eşyanın, duyularımıza hitab eden yanının ötesinde bir boyuta sahip olduğuna işaret ediyor. Ancak bu vasıfların mahiyeti mecazi midir, değil midir, o bizi aşmaktadır. Yorumlar yapmak da ihtimalden öteye geçmez.