ANASAYFA

FORUM

HABERLER

ZİYARETCİLER

SORULARINIZ

KİTAP

EFENDİMİZ

NAMAZ

HİKMETLİ KİTAP

FİLİMLER


   
  Tevhid Nesli geliyor....
  J- ÖLÜDEN YARDIM İSTEME 1- Katoliklerin Ölüden Yardım İstemesi
 

J- ÖLÜDEN  YARDIM  İSTEME

Hıristiyanlar, ölmüş din büyüklerinden yardım isterler. Aynı şeyi kimi tarikat ve cemaatler de yaparlar. Onlar da ölmüş din büyüklerinin yardımını almak, onları aracı ve şefaatçi yapmak için mezarlarını ziyaret etmeyi, onlara adaklar adamayı dindarlığın bir parçası sayarlar.

1- Katoliklerin Ölüden Yardım İstemesi

Papa II. Jean Paul, Meryem Anayı aracı yaparak şöyle dua ediyor:

“İnsan olmuş Kelâm’ın[1] Annesi ve Kilise’nin Annesi olan çok kutsal Bakire Meryem’e Ki­lise’nin yeni bir Hıristiyanlaştırma çabasına çağ­rıldığı bu zamanda bütün Kilise’nin bütün sevi­yelerinde din dersi çalışmalarına güçlü aracılı­ğıyla destek olması için dua ediyorum[2].”

Asırlarca önce ölmüş Mer­yem’i yar­dıma çağıran Papa, onun kendine, güçlü aracılığı ile destek olacağına inandığına göre, Meryem’in onu tanıdığına ve çağrıyı işittiğine de inanmış olmalıdır. Bu durumda ona, bazı ilahi sıfat­lar ve özellikler vermiş olur. Bunlar hayat, ilim, sem’, basar, irade, kudret ve benzeri sıfatlardır.

Hayat dirilik demektir. Katoliklere göre lekesiz Bakire, yeryüzündeki yaşamını tamamladıktan sonra, günahı ve ölümü yenen Rablerin Rabbi Oğluna daha uygun olabilmek için ruhu ve bedeniyle göğe çıkarıldı. Rab tarafından evrenin kraliçesi olarak yüceltildi. Meryem Ana’nın göğe çıkartılması Oğlunun dirilişine eşsiz bir katılımı ve öteki Hıristiyanların dirilişini öncelemektir[3].

Meryem Ana’ya verildiği iddia edilen evrenin kraliçeliği yetkisi onu dünyanın sonuna kadar diri saymayı gerektirir. Yeniden dirilişe katılımı iddiası da kıyamet sırasında diri kalacağını kabul etmek olur. Kıyametten sonra ölüm olmayacağına göre Katolikler onu ölümsüz kabul etmiş olurlar. Ölümsüzlük Allah’a hastır. Meryem’i de ölümsüz saymak onu, bu konuda Allah’a ortak saymak olur.

İlim, bilmek ve kav­ramak demektir. İnsanda ilim sıfatı vardır ama Vatikan’da olan biri, Meryem’i, aracı olmaya çağırdığına göre onun, hem kendisini tanıdığına, hem de istediği şeyi, en az Allah kadar bildiğine inanmış olmalıdır. Çünkü aracı olmak için bu bilgi şarttır. O zaman o, Meryem’i Allah’ın sınırsız bilgi­sinin bir bölümüne ortak saymış olur.

Sem’, işitme gücüdür. Allah insana işitme gücü vermiştir; ama bu, belli uzaklıktan, belli tit­reşimdeki seslerle sınırlıdır. Vati­kan’dan Meryem’e seslenen, onu Allah’ın işitme sıfa­tına da ortak etmiş olur. Bu şe­kilde bir işitme, Allah’tan başkası için söz konusu değil­dir. Üstelik Meryem ölmüştür. Ölüye bir şey işittirmeye bizim gü­cümüz yetmez. Allah Teâlâ, Elçisi Muhammed’e hitaben şöyle buyuruyor:

“Sen ölülere işittiremezsin.” (Neml 27/80)

“Şüphesiz Allah diledi­ğine işit­tirir. Ama sen kabirdekilere bir şey işitti­re­mezsin.” (Fatır 35/22) 

Meryem ölmüş olduğu için kimse ona bir şey işittiremez.

Bedir savaşında öldürülen müşrikler bir ku­yuya gömüldükten sonra Allah’ın Elçisi sallalahu aleyhi ve sellemin onların yanına gelip şöyle de­diği bildirilmiştir:

“Ey falan oğlu falan! Ey falan oğlu falan! Al­lah’ın ve Elçisi’nin size verdiği sözün hak oldu­ğunu gördünüz mü? Çünkü ben Allah’ın bana verdiği sözün hak olduğunu gördüm.”

Ömer dedi ki, “Ey Allah’ın Elçisi! Ruhsuz cesetlerle nasıl konuşursun? O, şöyle cevap verdi: “Söylediğimi sizin işitmeniz onlarınkinden daha iyi değildir. Ama onlar bana hiçbir şekilde cevap veremezler[4].”

Allah, o an için Peygamberimizin sesini onlara işittirmiş olabilir. Bunca ayete rağmen böyle özel bir olaya dayanılarak farklı hüküm verilemez. Onlar işitseler bile cevap veremeyeceklerdir.

Kıyamete kadar, hiçbir şekilde cevap veremeyecek olan ölülerden yardım isteme işi şu ayetin kapsamına girer.

Allah’ın yakınından kıyâmet gününe kadar kendi­sine cevap vere­meyecek kimseleri çağıran­dan daha sapık kimdir? Oy­saki bunlar onların çağrısın­ın farkında değillerdir.” (Ahkaf 46/5)

Basar, görme gücü demektir. Bir ölüyü yar­dıma çağıran, onun kendini görebildiğine inan­malıdır. Fiziki engellerle sınırlanamayan bir görme, yalnız Allah’a mahsus olduğun­dan bu şahıs Meryem’i, Allah’ın görme sı­fatına da or­tak say­mış olur.

İrade, dilemek ve tercih etmektir. Kudret de bir şeye güç yetirme anlamına ge­lir. İnsanın iradesi de kudreti de sınırlıdır. Ölünce her şey biter. Meryem’in, çağrıyı kabul ettiğini ve gerekli yardımı yapabildiğini hayal eden, ona bu iki sıfatı da vermiş olur. Bu, olağan dışı bir irade ve kudret yakıştırma­sıdır. Bu an­lamda irade ve kudret sahibi tek varlık Allah Teâlâ’dır. Böylece Papa, Meryem’i Allah’ın bu iki sıfatına da ortak saymış olur.

Papa ile birlikte binlerce Hıristiyan da, kendi dilleri ile Meryem’i aracı olmaya çağırdığı için onun, her istek sahi­bini tanıdığına, dilini bildiğine, istekleri anlayıp kavradığına, onları karıştırmadan değerlendire­bildiğine de inanmaları gerekir. Bu da yalnız Al­lah’ın sahip olabileceği büyük bir ilim ve kudreti gerektirir. Bunlar Meryem’i bu konuda da Allah’a ortak görmek zorundadır­lar.

İnsanların isteklerinden haberi olmayan, an­cak kıyamet günü dirilecek olan bir ölü, bize şah da­ma­rımızdan da ya­kın olan ve her şeyi bilen Allah’a karşı nasıl aracılık edebilir?

Meryem’in aracı olabilmesi için onun, yukarıdaki sıfatlara sahip olması gerekir. O sıfatlar, Allah’ın isimlerin­den türetilmiştir. Bunlar, hay, alîm, semi’, basîr, mürîd ve kadîr isimleridir. Allah Teâlâ şöyle demiştir:

En güzel isimler Allah’ındır. Siz onu, on­larla çağırın. Onun isimleri konusunda yamukluk yapanları bırakın. Onlar bu ettiklerinin karşılığını göreceklerdir.” (Araf 7/180)

Allah, Meryem Ana’da var sayılan yetkileri elçilerine bile ver­memiştir. O, son Elçisine şöyle buyurur:

Biz seni onların üzerinde bir koruyucu yap­madık. Sen onların üzerinde bir vekil de değilsin.” (En’am 6/107)

“Sen sadece bir uyarıcısın. Her şeye vekil olan Allah’tır.” (Hud 11/12)


[1]  İsa aleyhisselam.

[2] Papa Jean Paul II’nin Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri kitabının önsözünde yer alan duası, s. 22.

[3] Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, par. 966.

[4] Müslim, el-Cenneh ve sıfatu naîmiha, Bab 17, hadis no 76 (2873)

 
 
  Bugün 123 ziyaretçi bizimle...  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden