ANASAYFA

FORUM

HABERLER

ZİYARETCİLER

SORULARINIZ

KİTAP

EFENDİMİZ

NAMAZ

HİKMETLİ KİTAP

FİLİMLER


   
  Tevhid Nesli geliyor....
  Kadinin dövülmesi-2
 

Havf: Zanna veya bilgiye dayalı bir emareden dolayı kötü beklenti içinde olmaktır[1]. Nüşuzundan havf ettiğiniz kadınlara gelince…” âyetindeki havf da ya zanna veya bilgiye dayalı korkudur. Kocasının istemediği bir erkeği eve alan kadın hakkında zanna dayalı olarak onun gözünü başkasına diktiği korkusu ortaya çıkar. İşte bu noktada kocası ona öğüt verir, dinlemezse onu yatakta yalnız bırakır, yine dinlemezse onu döver. Bu davranışından vazgeçerse artık ona karşı başka bir yol aramaz.

Zaten Peygamberimiz, ebedi evlenme yasağı bulunmayan kadınlarla baş başa kalmayı yasaklamıştır. Utbe b. Amir’in bildirdiğine göre Allah’ın Elçisi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi: “Sakın kadınların yanına girmeyin. Ensar’dan biri “Ey Allah’ın Elçisi kocanın erkek akrabası konusunda ne dersin?” diye sorunca dedi ki; “Kocanın akrabası ölüm olur[2].”

Onun bir sözü de şöyledir: “Sakın bir erkek, bir kadınla baş başa kalmasın; yanında mahremi olursa başka. Bir adam kalktı ve dedi ki: “Karım hac için yola çıktı. Ben de şu savaş için askere yazıldım.” Dedi ki, “dön ve karınla birlikte hac yap[3].”

Bilgiye dayalı korku ile ilgili olarak Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ عَلِيٍّ عَنْ زَائِدَةَ عَنْ شَبِيبِ بْنِ غَرْقَدَةَ الْبَارِقِيِّ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْأَحْوَصِ حَدَّثَنِي أَبِي أَنَّهُ شَهِدَ حَجَّةَ الْوَدَاعِ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُمَّ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ وَذَكَّرَ وَوَعَظَ ثُمَّ قَالَ اسْتَوْصُوا بِالنِّسَاءِ خَيْرًا فَإِنَّهُنَّ عِنْدَكُمْ عَوَانٍ لَيْسَ تَمْلِكُونَ مِنْهُنَّ شَيْئًا غَيْرَ ذَلِكَ إِلَّا أَنْ يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُبَيِّنَةٍ فَإِنْ فَعَلْنَ فَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ ضَرْبًا غَيْرَ مُبَرِّحٍ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلَا تَبْغُوا عَلَيْهِنَّ سَبِيلًا إِنَّ لَكُمْ مِنْ نِسَائِكُمْ حَقًّا وَلِنِسَائِكُمْ عَلَيْكُمْ حَقًّا فَأَمَّا حَقُّكُمْ عَلَى نِسَائِكُمْ فَلَا يُوَطِّئَنَّ فُرُشَكُمْ مَنْ تَكْرَهُونَ وَلَا يَأْذَنَّ فِي بُيُوتِكُمْ لِمَنْ تَكْرَهُونَ أَلَا وَحَقُّهُنَّ عَلَيْكُمْ أَنْ تُحْسِنُوا إِلَيْهِنَّ فِي كِسْوَتِهِنَّ وَطَعَامِهِنَّ.

“Allah’ın Elçisi sallallahu aleyhi ve selem Veda Hutbesinde şunları söyledi: …Kadınlar konusunda söz dinlerseniz iyi olur; onlar yanınızda yardımcılarınızdır. Onlara karşı başka yetkiniz yoktur, açık bir fahişelik yapmış olarak gelirlerse başka. Eğer onu yapmışlarsa yataklarında yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size boyun eğerlerse onlara karşı başka bir yol aramayın. Sizin karılarınız üzerinde hakkınız, karılarınızın sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin karılarınız üzerindeki hakkınız, hoşlanmadığınız bir kişiye serginizi çiğnetmemeleri, onları evlerinize sokmamalarıdır. Bakın, onların sizdeki hakları, onları giyindirme ve yedirme hususunda iyi davranmanızdır[4].”

Kadının nasıl dövüleceği  şu hadiste açıklanmıştır:

فَاتَّقُوا اللَّهَ فِي النِّسَاءِ فَإِنَّكُمْ أَخَذْتُمُوهُنَّ بِأَمَانِ اللَّهِ وَاسْتَحْلَلْتُمْ فُرُوجَهُنَّ بِكَلِمَةِ اللَّهِ وَلَكُمْ عَلَيْهِنَّ أَنْ لاَ يُوطِئْنَ فُرُشَكُمْ أَحَدًا تَكْرَهُونَهُ فَإِنْ فَعَلْنَ ذَلِكَ فَاضْرِبُوهُنَّ ضَرْبًا غَيْرَ مُبَرِّحٍ وَلَهُنَّ عَلَيْكُمْ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ

“Kadınlar hakkında Allah’tan korkun. Onları Allah’ın emaneti olarak aldınız. Onlarla ilişkiye girmeniz size, Allah’ın emriyle helal oldu. Sizin onlar üzerindeki hakkınız, hoşlanmadığınız bir kişiye serginizi çiğnetmemeleridir. Eğer böyle yaparlarsa onları belli olmayacak şekilde dövün. Onların sizin üzerindeki hakları, örfe uygun olarak onları yedirmeniz ve giydirmenizdir[5].”

 

Belli olmayacak şekilde dövme”, darp izi olmayacak şekilde dövme olur. Bu, kadının, dışa karşı zor duruma düşmesini önler.

Demek ki, eşinin fahişelik yaptığı açıkça belli olan koca onu yatağında yalnız bırakma ve dövme hakkına sahiptir. Ayette kocanın karısına öğüt vermesinden söz edilirken hadislerde bundan bahsedilmemesi, bilgiye dayalı korku ile zanna dayalı korku arasındaki farkı göstermektedir. Baş başa kalan her erkek ve kadın arasında cinsel davranışlar olmayabilir. Bu sebeple arada bir farkın bulunması gerekir. Her iki durumda da kadın davranışlarını düzeltirse koca, başka bir yola başvurmaz.

Zinanın tespiti halinde koca, olayı ister örter, isterse mahkemeye götürür. Mahkemede suçu ispatlasa karısı bundan dolayı hem itibarını kaybeder, hem de 100 değnek yer.

Olayı yalnız koca görmüş olur da dört şahitle ispatlayamazsa mahkemede liân yapılarak evliliğe son verilebilir. Liânda kadının kendini korumasına imkan verilir. Ama gerek liân ve gerekse suçun şahitle ispatı kadın için de aile için de yıpratıcı olur. Bu sebeple erkek davayı mahkemeye taşımayabilir. Kimi zaman eşini boşaması da uygun olmayabilir. Bu durumda kadının suçunu kimseye söyleyemez. Çünkü söyler de dört şahitle ispatlayamazsa ya iftira cezası giyer, ya da liân yapmak zorunda kalır. Hem suçun örtülmesi hem erkeğin rahatlaması hem de kadının cezasız kalmaması için kocanın karısını, bir süre yatakta yalnız bırakmasına ve eliyle onu hafifçe dövmesine izin verilmiştir.

Nisa Suresinin 34. âyetini, Allah ve Elçisi’nin açıklamalarına göre değil de kendimize göre anlamaya çalışırsak kocanın  karısını, isteklerine boyun eğmedi diye dövebileceği şeklinde yanlış bir sonuca ulaşırız. Allah’ın Elçisi şöyle buyurmuştur:

"Kimse karısını, gündüzün köle gibi kırbaçlayıp akşam onunla yatağa girmesin[6]."



[1] Müfredât, خوف mad.

[2] Buhari, Nikah 111; Müslim, Selam 20/2172.

[3] Buhârî, Nikah 111.

 

[4] İbn Mâce, Nikah, 1841.

 

[5] Müslim, Hac, 2137.

[6] Buhârî, Nikâh, 93.

Sonraki sayfa»»

 
 
  Bugün 223 ziyaretçi bizimle...  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden