ANASAYFA

FORUM

HABERLER

ZİYARETCİLER

SORULARINIZ

KİTAP

EFENDİMİZ

NAMAZ

HİKMETLİ KİTAP

FİLİMLER


   
  Tevhid Nesli geliyor....
  Müşrik, Aracıların Şefaatine İnanır
 
d- Müşrik, Aracıların Şefaatine İnanır

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

وَيَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَضُرُّهُمْ وَلَا يَنْفَعُهُمْ وَيَقُولُونَ هَؤُلَاءِ شُفَعَاؤُنَا عِنْدَ اللَّهِ قُلْ أَتُنَبِّئُونَ اللَّهَ بِمَا لَا يَعْلَمُ فِي السَّمَاوَاتِ وَلَا فِي الْأَرْضِ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى عَمَّا يُشْرِكُونَ (18)

18- “Onlar Allah’tan önce, kendilerine ne zarar ne de fayda verecek durumda olmayan şeylere kul olurlar. Derler ki, “Onlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir”. De ki; göklerde ve yerde Allah’ın  bilmediği bir şey var da siz onu mu haber veriyorsunuz? Öyle şey olur mu! Allah, onların şirklerinden uzaktır.” (Yunus 10/18)

e- Müşrik Şirki Reddeder

Müşrikler, asıl hedeflerinin Allah’a yaklaşmak olduğunu söylerler. Allah’a yakın saydıkları bir kısım varlıklara, aracılık ve şefaatçilik görevi yükle­meleri bundandır. Bu sebeple, hiçbir şeyi Allah’a, tam ortak saymadıklarını düşünürler. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

وَيَوْمَ نَحْشُرُهُمْ جَمِيعًا ثُمَّ نَقُولُ لِلَّذِينَ أَشْرَكُوا أَيْنَ شُرَكَاؤُكُمْ الَّذِينَ كُنتُمْ تَزْعُمُونَ (22)

ثُمَّ لَمْ تَكُنْ فِتْنَتُهُمْ إِلَّا أَنْ قَالُوا وَاللَّهِ رَبِّنَا مَا كُنَّا مُشْرِكِينَ (23)

انظُرْ كَيْفَ كَذَبُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ (24)

22- “Onların hepsini bir araya toplayacağımız gün, ortak koşmuş olanlara şunu diyeceğiz: “Hani nerede o sizin ((o bir şey) sanıp da ortak koştuklarınız) kuruntusunu ettiğiniz şeyler?”

23- Onların kaçamak cevabı şu olacaktır: “Rabbimiz Allah’a and olsun ki bizler müşrik değildik.”

24- Bak işte, kendilerini nasıl da yalanladılar. Al­lah’a karşı eş koştukları şeyler kendilerinden na­sıl da uzaklaştı.” (En’am 6/22-24)

Müşrikler bu kaçamak tutumu dünyada da sergilerler. Mekkeli müşriklerin, Kabe’yi tavaf ederken söyledikleri şu söz de onların bu tutumlarını ele veriyor. “Emret Allah’ım, Senin hiçbir ortağın yoktur. Yalnız bir ortağın[1] vardır ki, onun da bü­tün yetki­le­rinin de sahibi sensin[2].

Müşriklerin kafası çok karışık olur. “O ortağın ve bütün yetkilerinin sahibi Allah’tır” demekle kendilerini kurtaracaklarını sanırlar. Kutup, gavs, evtad vs. adlarla andıkları kişilere olağa­nüstü yetkiler yakıştıran tarikatlar da öyledir. Onlar da bu yetkiyi Allah’ın verdiğini söyleyince işin için­den sıyrılacaklarını sanırlar. 

Müşriklerin kendilerini hak yolda gördükleri ile ilgili şu ayetler üzerinde de düşünmek gerekir.

“Allah insanların bir takımını yola getirdi, bir takımı da sapkınlığa düşmeyi hak etti. Çünkü bunlar Allah’tan önce o şeytanları kendilerine evliya edindiler. Üstelik bir de kendilerini doğru yolu tutmuş sanırlar.” (Araf 7/30)

“Kim Rahman’ın Zikri’ni (Kur’ân’ı) görmezlik­ten gelirse onun başına bir şeytan sararız. O onun arka­daşı olur.

Onlar bunları yoldan çevirirler ama bunlar doğru yola girdiklerini hesap ederler.” (Zuhruf 43/36 37)

“O insanlar bir araya getirildiği gün, bunlar onlara düşman olacak, onlara kulluk ettiklerini kabul etmeyeceklerdir.” (Ahkaf 46/6)

“O saat geldiği gün suçlular ümitsizliğe gö­müleceklerdir.

Ortakları arasında kendilerine arka çıkan ol­mayacak, onlar da ortaklarını kabul etmez ola­caklardır.” (Rum 30/12-13)

f- Tanrı Edinilen Aracılar Müşrikleri Ka­bul Etmez

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Onların hepsini toplayacağımız gün, o müş­riklere şunu diyeceğiz: “Haydi yerlerinize! Hem siz hem de ortak saydıklarınız…” Artık onların aralarını ayırmışızdır. O ortak saydıkları şöyle diyeceklerdir: “Siz sadece bize tapmıyordunuz ki! Bizimle sizin aranızda tanık olarak Allah ye­ter. Doğrusu sizin bize taptığınızın farkında bile değildik.” (Yunus 10/27-28)

“Kendilerine dayanak olsun diye, Allah’ın yakı­nından tanrılar edindiler. Tam tersi; onlar bunların ibadetlerini tanıma­yacak ve bunlara düşman olacaklardır.” (Meryem 19/81-82)

g- Akıl Şirki Reddeder

Aklını kullanan hiç kimse şirki kabul etmez. Müşriklerin tek dayanağı, büyüklerden duy­dukları şeyler, yani gelenektir. Bu sebeple Kur’ân, insanı aklını kullanmaya çağırır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Allah o pisliği aklını kullanmayanların üs­tüne bırakır.” (Yunus 10/100)

Kur’ân bir de atalardan gelenleri akıl süzge­cinden geçirmeye çağırır. Allah Teâlâ şöyle buyu­rur:

“Onlara, ‘Allah ne indirmişse ona ve o Elçi’ye gelin.’ Denince; ‘atalarımızda ne bulmuşsak o bize yeter’ derler. Ya ataları bir şey bil­mez, doğru yolu da tutmaz kimseler idiyse?..” (Maide 5/104)

Müşriklik boş bir kuruntudur. Allah Teâlâ şöyle buyurur: Allah’ın yakınından ortaklar çağıranlar as­lında o ortaklara uymazlar; onlar sadece kendi kuruntularına uyarlar. Onlar sadece kendi ölçüle­riyle ölçer, yalan söylerler.” (Yunus 10/65)

“Şunu bilin ki, göklerde kim var,  yerde kim varsa hepsi Allah’ındır. Allah’ın yakının­dan ortak­lar çağıranlar neyin pe­şin­deler? Onlar kendilerini sadece bir kuruntuya kaptırmışlardır. Onlarınki sa­dece saçma­lamadır.”  (Yunus 10/66)

Şirk konusunda Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem bile uyarılmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Allah’ın âyetleri sana indirildikten sonra sa­kın seni onlardan çevirmesinler. Sen Rabbine çağır; sa­kın ha! Müşriklerden olma.  Allah’la beraber başka bir tanrı çağırma. Ondan başka tanrı yoktur. Her şey yok olacak yalnız onun zatı kala­caktır. Hüküm onundur ve ona döndürüleceksi­niz.” (Kasas 28/87-88)

Bu konuda, birikimi olan herkes uyarılmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Sizden önceki devirlerde yaşayanlardan biri­kimi olanlar, ortalıktaki kokuşmuşluğa karşı çık­malı değiller miydi? Kendilerini kurtardığımız pek azı bunu yapmıştır. O zalimler, kendilerine verilen  refahın peşine takıldılar da suçlu kim­seler oldu­lar. Yoksa senin Rabbin, halkı iyi duruma gel­miş­ken, o ülkeleri zulüm yüzünden helak edecek de­ğildi ya?” (Hud 11/116-117)

“Rablerinin huzurunda toplanacak­ları gün­den korkanları Kur’ân ile uyar; onların Alla­h’tan başka ne bir dostları ne de şefaatçileri vardır. Belki kendilerini korurlar.” (En’am 6/51)

“Allah’ın indirdiği Kitap ile aralarında hükmet. Sakın onların heveslerine uyma. Dikkatli ol, yoksa seni, Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından saptırırlar. Eğer yüz çevirirlerse bilesin ki, Allah bazı günahlarına karşılık onların başına bir kötülük gelmesini istiyordur. İn­sanlardan çoğu, gerçekten yoldan çıkmıştır.

Yoksa cahiliye devri[3] hükmünü mü arıyor­lar? İyi bilen bir millet için kimin hükmü Allah’ın hük­münden güzel olabilir?” (Mâide 5/49,50)

“İnananların gönüllerinin Allah’ı anması ve ondan inen gerçeğe içten bağ­lanması zamanı henüz gelmedi mi? Sakın daha önce kendilerine ki­tap verilen­ler gibi olmasınlar; üzerlerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. On­lardan çoğu yoldan çıkmıştır.” (Hadîd 57/16)

 


[1] Kabe’nin etrafındaki her put bir kabileye aitti. Herbiri kendi putu aracılığı ile Allah’a ulaşmaya çalıştığından her  müşrikin  bir putu vardı.

[2] Müslim, Hacc, 3,  22-1185.

[3] Mekkelilerin Müslüman olmadan önceki dönemine cahiliye devri denir.

 
 
  Bugün 156 ziyaretçi bizimle...  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden